istanbul escort istanbul escort bayan
escort bayan
casibom
DOLAR 35,5041 0.21%
EURO 36,3157 -0.13%
ALTIN 3.058,30-0,19
BITCOIN 3250615-2,58%
Mersin
15°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Özkaymak Pastanesi
Özkaymak Pastanesi
KUTLU SEVDALAR. Kahpe Bizans’ın  Yiğit Güzeli, Sessiz Çığlığım

KUTLU SEVDALAR. Kahpe Bizans’ın Yiğit Güzeli, Sessiz Çığlığım

ABONE OL
6 Mart 2025 05:37
KUTLU SEVDALAR. Kahpe Bizans’ın  Yiğit Güzeli, Sessiz Çığlığım
2

BEĞENDİM

ABONE OL
Özkaymak Pastanesi

Öyle dalmışım yürüyorum kendime geldiğim de şehrin öte başın dayım. ben buraya nasıl geldim akıl işi değildi,  sadece geriye dönüp baktım bu kadar yolu tekrar nasıl yürüye cem ?

SESSİZ  ÇIĞLIĞIMI DUYMUYORSAN. VAZ GEÇ TÜKETYADA UMMANLARDAN KAYBET BENİ. YÜCEL DAĞ TAŞ SANA GIPTA ETSİN.  VAROLMA KAVGAMDA YANIM DA YA OLURSUN YADA BIRAK DÜŞ KENDİ HAYALLERİNE.  TÜKENDİĞİN GÜN SIZLADIĞIIN GÜN ÖLDÜĞÜM GÜNDÜR. ÇIĞLIĞIN ardı ÇIĞLIK

ÇIĞLIĞIMI DUYMUYORSAN. VAZ GEÇ TÜKET
YADA UMMANLARDAN KAYBET BENİ. YÜKSEL. DAĞ ,TAŞ, SANA GIPTA ETSİN. 
VAROLMA KAVGAMDA  YA YANIM DA YADA BIRAK DÜŞ KENDİ HAYALLERİNE. 
TÜKENDİĞİN GÜN. SIZLADIĞIIN GÜN. ÖLDÜĞÜM GÜNDÜR.
ÇIĞLIĞIN ardı ÇIĞLIK

sağıma soluma baktın geçtim bir taşın üzerine oturdum. düşünmeye başladım. Kendimi hırpalıyordum. bende bu aralar çok oluyor. kendini frenleyemiyorsun öyle olunca da  tüm acılar omuzlarına yük, sen ise o yükü çeken tek kişisin. çekmeye de mahkumsun.

ben yıkılan hayallerin kaybolan umutların kendisiyim diyerek başlayayım mı. yıllarca birileri için yaşadım. her zaman başkalarının mutlu olmaları için mücadele ettim. sözde benimle yaşayan insanlar ya sen de mutluluğu hak ediyorsun. bizleri mutlu etmek için nelere katlanıyorsun sen de en az bizim kadar mutluluğu hak ediyorsun. biraz da kendin için yaşa kendin ol mutlu kal . bende gereğini yapayım. diyenin de ömrü az sürdü, hayat işte dedik ya buraya yazılmıyor kelimeler kifayetsiz kalıyor.  Bana yakın gördüğüm O yürek ise, zaten kendi esareti ile uğraşıyor. doğrusu oralıda olmuyor. sebebi düşüncesini ben de biliyorum nasıl olsa zaten deyip geçiştiriyor.

Bana yaklaşırken yakıyor. uzaklaşırken donduruyor. bunun ortası mı yok sanki imkansız. süreç ise hiç değişmiyor ola bildiğine yokuş aşağı gidiyorum. yol; yol  yorgun, argın, ve dargın oda benden alacaklı gibi, beklentisi var sanki neyse, ne gelir elden deyip her gün tekrar yeniden  hayal edip duruyorum.  bazen de isyanla sukut oluyorum..!

Özlemişim. bir gün yanıma  gelip hadi geç karşıma bugünü sana  ayırdım . ne iş ne aş ne gelecek konuşmayacağız. bana karşı dürüst ol, dök içini, hayatım da neden bu kadar zorluğa imkansızlığa rağmen neden varsın. işte bu yüzden  seninle var olmak neymiş bileyim. seni tanımak bu kadar zor olmasa gerek. gel otur ve dök içini. virgül nokta sakın olmasın.

Çünkü onun da diğerlerin den bir farkı yok. biliyor bu Adam hep başkalarına adanmış. boş vermiş yokuş aşağı bırakmış fireni patlayan bir araba misali dur durak bilmez iniş aşağı gidiyor. onun da kendine göre doğruları var. belki de gerek yok diyor nasıl olsa şimdiye kadar öyle gelmiş öyle de gidecek.

konuşsam tesiri olmaz susuyorum gönül razı değil. Onun da kendince dertleri var. olmazları var. hayat da yaşayacak yaşatacak geleceği var. onları da  düşünecek. ama işte yitik sevdaların omuzuma yükü bu olmalı,,  yani…!!

Ben Yüce bir dağa sırtını dayamış koskoca bir kaya parçasının gölgesine sığınmış. Nevroz çiçeğinin öyküsü yazılamamış destanı, Yüreği pırıltılı bir  ceylanın bir kayayı siper ederek  duldasına yaslanan ürkek  çırpınması, o anın bakışı olmazsa olmazıyım. diyorlar ya yüce gönüllü kim. etrafıma her daim bakmışım. O geliyor aklıma ama işte zor olanı kimseyle paylaşamıyorsun. çünkü zor sevda müthiş mükemmeldir. tabi adını koymasını  bilene, yaşadıkça anlaması yaşandıkça olmazsa olmazı olacak.  Adını koyduğun gün, İmkansız dedikleri olmazı yaşıyorum. işte Kahpe Bizans’ın Yiğit sevdası, adını koydum ve musalla taşına kadar da yaşatacağım.. saat bu saat, zaman, bu zaman şimdi an itibarı ile  yazımı yazarken gözümün önünde süzülüşü, Aşka hudut çizilmiyor. Ey KAHPE BİZANSIN YİĞİT DİLBERİ CEYLANI

diyerek sadece yazıyorum. kaleme dökemiyorum. bazen kendimle kavga ederken diyorum ki bir gelse otursa karşıma. Bana bak artık yeter artık kendin için bir şeyler yapalım. hem sen hem ben. tırmanışa geçelim. sen söyle ben yapayım. ben söyleyeyim sen yap. sen beni yetiştir  ben sana dirsek, omuzun, dilin, kalbin ve delice akan yüreğin olayım. Hadi başlayalım mı ? bir yıl da Yükselelim ezber bozalım. sen beni düşünüyorsun ya, bende senin için nefes alayım seninle var olmak için, istediğin kavgada mücadele edeyim. uzak da olsak nefesin kadar yakın olayım. aslın da çok kolay ama iste akıl etmesi imkansız çünkü öncelikleri var . mesele  yanıma otursa, bir fincan kahve yapsa. gözümün içine tek bir sefer baksa, bir defa baksa,  yanar tutuşur. görür, düşünür. ve haykırır..!

Ben Kahpe Bizans’ın yiğit güzeli, gecenin güneşiyim. sen sen düşün ben yapayım. seninle var olayım. senden sonra yine seninle ölümsüz destanını yaşatayım.  Bak işte bugün de seni düşünürken yazarken, çizerken ,yine sabah oldu, tekrar yeni bir güne merhaba diyorum.. Sahuru yaptım biraz hastayım üşütmüşüm. yazıyı kaleme alırken beynim zonkluyor. mesele sen olunca meseleden çıkıyor yaşatıyorum.  hanı lambada titreyen alev üşüyor ya Aşk Kâğıda yazılmıyor ya. gerçekten de yazılmıyor… seni düşünürken yeni bir söz geldi aklıma . SULARI ISLATAMADIM.

Ben yalnızlığa inat dediğim günden bugüne kadar ki isyanlı sükut. sesiz ama patlamaya hazır Atom kadar  tesirli bir bomba,

Bilinmezlik sendromu derler ya, seni düşündüğüm her sefer. sevdalı yüreğimde damıttığım aşk şerbetim. içtikçe kanmak. içtikçe kendinden geçen rüyalarımın sevdasına gark olduğum sen var ya sen, evimsin, bilinmezliğim, varlığımın sebebi,  hayalım, kurgum, yaşamaya acaba mı demeden sorgulamadığım teksin. sen.ve yine sen

Rüyam da bir dağın eteğinde rüzgarlı bir havada gördüğüm nevroz çiçeğinin bana doğru meleyişini can havlıyla ne olur beni kurtar. rüzgar poyraz çıkacak söküp beni atacak. yardım imdat diye bağırması . Bir adım dahi atacak takati kalmayan. savaş menzilindeymiş gibi sanki bu rüyamı diye dünürken olamaz ya deyip sanki yatağın da kalkıp dağa tırmanıp o delice  Nevroz Çiçeğine koruma kalkanı, onu  kurtarmak için dağı tırmanışım. yanına gidip deli poyrazın dinene kadar beklemek. etrafına taşlar ile sur yapıp, hayli sonra dönüp evin kapısına anahtarı soktuğum da  anahtarın girmemesi hayli çaba  kapı ile uğraşırken birden irkilip  uyandığımda rüyaymış ya,  o gün bugün. günler ce rüya tabirlerine baktım. yarabbi bu nasıl olur nasıl bir rüya diye beynimi zonklatan. baş ağrısı yapan merak eden uykuları kaçan. kimseye anlatamayacak kadar. zor bir rüyanın tesiri bir insanı bu kadar mı tesiri altına alır…Mesele Bizans’ın Yiğit Dilberi olunca. işte akılını beynini esir alıyor. esaret ten kurtulmak için mücadele  etmiyorum. çünkü hep aklım da o kalsın onu yaşatmak istiyorum. ve bir türkü geldi aklıma söylemeye başladım makam da türkü de çok güzel manalı anlamlı..!!

Bizim pencereler yele karşıdır. muhabbet dediğin karşı karşıdır. girebilsen şu sinemde neler var Gülüp oynadığım ELE KARŞIDIR. ELE KARŞI manasın da saklı bir öykü destanlaşan bir sevda. bu, tabi ki haberi olmayan ne bilsin senin yandığını  o sevdayı bile bilmiyordur. bence. sadece rüyaların efendisi gibi görüyor bu hayatı.. bir gün mutlaka onu da kavuracak  içine düşen ateşin alevi kor yapacak.  köz olarak kalacak. bir ömür yanacak kutlu sevdanın bitmeyen öyküsü, işte bugün bakın kelimelere sığmıyor. içimi döküyorum ama bitmiyor. . . çünkü bu aşk sevda ne bir et parçası ne de bir zevki sefa yaşantısı, bu ilk aşık olduğun anın sana doğru yansıması bitişi olmayan destanlaşan bir yüreğin yeni başlayan süreci olmazsa olmazı, ama farklı her zaman kinden  çok farklı ben yaşadığım bu hayatın için de, vurgun yediğim tek insan olmuştur. platonik mi bence değil, ateş  onu çoktan sarmış sadece belli etmiyor. sadece o beklemede, ben ise  haykırıyorum hıçkırıyorum onun için ağlıyorum sızlıyorum. ayan oluyor mu rüyalarına giriyor mu ? surunun cevabı bence oluyor. Nasıl mı…! SESSİZ ÇIĞLIK..! sessiz çığlığın adıdır buraya yazdıklarım. nasıl anlarsa anlasın.

Umut yıkılır bazen tekrar yeşerir. düşersin tekrar yeniden kalkarsın. yıkıldığını sandığı an da tekrar yeşerir yoluna devam edersin. bilsin istedim. çünkü ben her daim yeşeren bir fidan olurum. yaprağım çürüdüğü an yeniden kökümde filiz açıyorum tekrar başa dönüyorum.. bilsin istedim. Geç kalırsa eğer onun sorunu,  ben içimi kutsadığım aşık  olduğum anı bilirim. öyle yaşarım. adına ne diyeceğim adını nasıl koyayım  diye düşündüm.  yıllar önce ki olmazlarım geldi aklıma, bu sefer belki olur dedim kendimi adadım. kurban ben oldum.  ne olur ne olmaz demedin adını koydum … AŞK…… SESSİZ ÇIĞLIK.

Böyle  geçen günler beni çok ama çok yoruyor, bir Şeyler yapmalıydım. işime yansıyor. kendimi  kapatmışım içeri dışarı sadece hava almaya çıktığım anlar biraz dolaşmak ayaklarım açılsın mesela. köprüde geçerken beni bir arkadaş yakaladı. omuzum da tuttu, sen nasıl sın iyi misin selam verdik duymadın neyin var arkadaş.  şuraya gidelim bir çay içelim. konuşuruz dertleşiriz benim de ihtiyacım var çoktandır görüşemiyoruz. bak işte denk geldi .. Yok ya benim çok acil işim var ondandır dalgınlığım. devam ettim yürüdüm. bir kaç adım attım  pişman oldum. belki de iyi gelirdi dönmek istedim. aklıma ya sen ne anlatacaksın bu senin yüreğin mezara kadar senin ile  gitmesi gereken sırın sevdan. kesinlikle öyle olacak başka bir süreci olmaz asla olamaz da, benim dünyam. kutlu sevdam. hayalim gerçeğim. benimle mezara kadar gidecek ölmezim ŞAH ESERİM .

benim bir şeyler yapmam  gerek. bugün bile  rüyam da gördüm zaten ona söz verdim. kendime söz dedim bugün yazacağım içimi döküp kurtulacağım dedim. yeter dedim. farklı farklı rüyalarıma giren sen. her defasın da farklı yaşatan san ki her dakika beni düşünen sen oluyorsun. çünkü her iki günü bir rüyalarımı süslüyorsan adı ne olur sence ?   ilk gördüğüm rüyanın Nevrozun etkisi konuşması bir çiçeğin dile gelmesi beni kurtar demesi, sevdalının suliyetine bürünmesi , resmen Nevroz olarak karşım da imdat yardım et diye bana seslenmesi. dikili kalıp gibi duruşu, poyrazın onu savurmak için sanki tüm hızı ile bastırması. benim ise koşarak yetişmek için poyrazın engellemesi yürümemin yavaşlaması ama  yine de yetiştiğim anı bana sarılışı bu nasıl olur diye kendimi alamayışım ve ona sarılmam geldim korkma sevdalı dalım demem. aklım almıyor bu nasıl oluyor nasıl etkisinde kalmam bir nevroz nasıl sevdalımın suliyetine bürünür, ben bazen böyle olurum seni çağırırım gel ha demesi resmen konuşması senin için varım bana yüzünü sakın çevirme, beni görmesen de içimdesin. yüreğimdesin demesi şaka gibi tekrar tekrar sarılması..

Bir anda  kendisi oluverdi o sevdalıma bürünen suleti küçüldü gitti zor fark edilir nevroz çiçeği oldu.. ben ise şaşkın şaşkın olamaz böyle nasıl oldu da kayboldun. bağırmak avazım çıktığı kadar olamaaaaazzz  diye bağırmak istiyorum. sesim çıkmıyor. dilim tutulmuş bu nasıl olur yarabbi, sonra nevrozun etrafına taşlardan duldalar yapmam. Bunun, benim bu dağ başın da ne işi var galiba rüya diye içimde geçirdim ama bir diğer düşüncem. yok ya bayağı işte dağ başındasın diyor. ya bu dağ başın da ne işin var hadi evine git. kararlı bir şekilde dağdan indim.. bak işte geride gelmiyor. nevroz sevdalın  anlık dedim. yola çıktım inmek te bir hayli zor diyorum dağın eteğinde . eve geldim  aynen anahtar ile uğraşıyorum ya ben yanlış anahtar mı aldım acaba ?? uğraşırken bir taraftan kar yağışı mücadele evin etrafına bakıyorum. bu saat de kim olacak kimse yok. tekrar deniyorum. ter kan için de birden irkildim kalktım. rüya Rüyaaa bir  off ohh  kalktım saate baktım. bir su içtim. yatağa yastığa başımı koydum uykumu imkansız. kalktım su ısıttım hazır bir kahve içtim biraz kendime geldim ama etkisin de kurtulmam imkansız. işte dedim şimdi hapı yuttun artık seninle yaşar bu rüya beynin de dolaşır …!!  dolaşıyorum etkisin de kurtulmak çok zor bu nasıl olur yarabbi. rüyamın tesiri hiç bir zaman geçmedi halen etkisin de kalıyorum .bazen de kalmak da istiyorum çünkü onun nevroz çiçeğine bürünmesi beni çağırması sarılması unutmak mı bence bu bir işaret yaşanmışlık olur seninle işte istediğini yaradan gerçekleştirdi. kendisi olması sarılması

Bir hafta sonra rüyanın tesiri ile  arabaya atlayıp. Bilinmezliğe sürdüm yol aldım. sonra da bir dağın eteğin de durdum arabadan çıktım biraz dağa tırmandım aklıma gelen rüyanın sanki burada yaşandığı gibi  demek ki beni oraya b0şuna sürüklememiş. gizli bir duygu, adına ne diyeceğimi bilmediğim adını koyamadığım bir eylem. Gerçekten bu ne, neden diye düşündüm beni buralara çeken rüyanın kendisi mi yoksa aklımı kurcalayan Bizans’ın bahtız güzelimi, ben hep Nevrozu ona benzetmişim nedenini bilmem ama işte benzetmişim. görmek istediğimde aklıma rüyam geliyor. nevrozun poyrazda çırpınışı geliyor. ve belki de gerçekten yanımda olmalı. kendini bilinmezliğe bırakmak ne kadar basit. ama toparlamak zor. ondan medet ummak onun ise hiç umurunda olmaması. yani bugün ile altıncı günün sahurunu kalktım aslında hiç de yapmadım niyet ettim.  YARADAN YARDIR. AKLIMA KOYAN DA YARADAN DEĞİLMİ ?? O zaman yaşa ve yaşat sen ol o da kendisi olsun.. Bu bir murat mı acaba bence evet. yaradan yardır. suyu akıtır yolunu buldurur bak da görürüz. umutlar yeşermeye başladı. çiçekler açılacak.

Evet yıkık büklüm büklüm çizgilerin oluştuğu bir hayat. içinde volkan yanardağın lavı biriken yüreğim. çırpınırcasına atan kalbim. Ben Silifke’nin Poyrazı ben soğuk yellerin estiği şu andaki yelim. Dert derseniz ben de kucak dolusu, ben kulun kadere küstüğü yerim.

Bu kadar fırtınalı bir hayat dolu dizgin geçen zaman. Murat edinmediğim sade yaşanmışlığa hasretim. bazen kendimle kavgam bazen gördüklerim. yaramaz basitçe körlenmiş insanlarla mücadelem. bazen kendime kızdığım da bana ne, dediğim zaman kendimi ötelere atıp haftalarca kendimle boğuşuyorum. Fırıldakların fırıl fırıl fırıl  neden Gaziantep’e gelmiyorsun gelirsen her şey sana göre burada mevcut diye yalvaran yüzsüz . Eski duygulardan kaçarken tekrar yeniden dememek için çırpınanlar.

Şimdi şuan itibarı ile burada düşündüğüm yitik sevdaların güzel dilberini hayal eder iken. aklımda kalan. dilime düşen şu mısralarım beni anlatır. yıllar önce Almanya’da yazdığım burada 10 yıl önce bana mesaj olarak gelen şu dörtlük.

Ne gönlüme göre Bir Sevdalı Buldum

Ne o sevdalı gibi basit oldum

Sevdalı dediğin İstanbul olmalı

fethi zor Fatihi Tek olmalı

İşte burada Yüreğime bir pırıltı düştü Kahpe Bizans’ın Yiğit Dilberi ürkek Ceylanı . ya seninle ömür tükenir yada sen ömrü tüketirsin ummalarda gark eder yok edersin…

SESSİZ  ÇIĞLIĞIMI DUYMUYORSAN. VAZ GEÇ TÜKET

YADA UMMANLARDAN KAYBET BENİ. YÜCEL DAĞ TAŞ SANA GIPTA ETSİN.

VAROLMA KAVGAMDA YANIM DA YA OLURSUN YADA BIRAK DÜŞ KENDİ HAYALLERİNE.

TÜKENDİĞİN GÜN SIZLADIĞIIN GÜN ÖLDÜĞÜM GÜNDÜR.

ÇIĞLIĞIN ardı ÇIĞLIK

Yad elden yanıma çağırdım seni
Gelmek istiyorsun bırakmıyorlar
Rüyada, mektupta albümde seni
Bulmak istiyorsun bırakmıyorlar

Umutlar hayaldir acılar gerçek
Çileye mahkûmsun, kim ne bilecek
Ya bir kuru selam, ya bir top çiçek
Salmak istiyorsun, bırakmıyorlar.

O kadar ağladın hep yana yana
Yeter, yazık diyen olmadı sana
Vefasız dostluğa kalleş zamana
Gülmek istiyorsun bırakmıyorlar

Çalış derler ayak, bağlı el bağlı
Konuş derler, dudak bağlı, dil bağlı
Kalk git derler, kapı bağlı, yol bağlı
Kalmak istiyorsun bırakmıyorlar

Aydınlık ararsın her gün her yere
Çekerler önüne yedi kat perde
Zulüm kimden gelir, adalet nerde?
Bilmek istiyorsun bırakmıyorlar

Yıllar boyu uykuların bölündü
Uçacakken kanatların yolundu
Hayat hakkın vardı elden alındı
Ölmek istiyorsun bırakmıyorlar

BU RAMAZAN I ŞERİFİN BAŞTA TÜRK İSLAM ALEMİYE VE İNSANLIK DÜNYASINA AİLELERİNİZE SAĞLIL MUTLULUK HAYIRLAR GETİRMESİNİ DİLERİM.

KUTLU SEVDALAR MUSALLA TAŞINDA BİTERMİŞ..

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.