Bizim yetişmemizin teminatı Bilim  ve ilmin Anahtarı emanetin en mükemmeli var olma kavgamızın Şaheserleri olan bütün ÖĞTEMENLERİMİZİN . ÖĞRETMENLER  GÜNÜNÜZÜ KUTLU OLSUN..

Bugün çok mutluyum aslın da hem size verdiğim sözü tuttuğum için .Hem de okuyucularımın duyarlı olduğu için ve de Benim Yayıncım Akdeniz tv yayıncımı zor duruma koymadığım dan dolayı. yani kısaca herkes memnun

Gördüm bugün gördüm sadece bakmadım gördüm. Hanı parmağını uzatarak bak bak baksana şuraya sonra ne görüyorsun diye bir eylem biçimi var ya işte birisi bana ya bak sene şuraya dedi ne görüyorsun. evet Bankın üzerine uzanmış birisi yakına geldik arkadaşım ile

Sabah Arkadaşım Leyla ile bir kahve içmeye çıkmıştık kahve içime işi üç gün önceden ayarlanmıştı aramızda. biç çıktık kahve ye  kahvemizi içtik gerçekten çok harika, biraz uzun sürdü oturmamız çünkü yağmur başlamıştı ve yağmurun dinmesini bekliyorduk.

Yağmur biraz duracak gibi oldu hadi dedim senin şemsiyen le gideriz aynı yerdeyiz beni bırakır biraz yürürsün. tamam çıktık yürüyorum ve işte Leyla bana bak sene şuraya evet şemsiyeyi tutuğu için de olabilir hep ileriye bakıyordun ben ise koluna girmiştim yer bakarak yürüyordum. Doğruldum baktım ne var dedim bak sene ne görüyorsun.

Evet gördüm o tarafa  doğru çektim Leylayı bir bakalım mı yaklaştık bankın üzerini zaten görüyorduk birsi oraya uzanmış bu yağmurda belki başı dönmüştür yada sarhoş dedik ama her ne olursa olsun yakının da geçelim dedik.

Bankın üzerine uzanmış siyah bir pardösü örtünmüş ey kardeş dedi leyla ben kızdım kız sana ne bakıp gidelim . Leyla ya olur mu madem buraya kadar geldik  görelim nesi var. ey kardeş dedi tekrar hafif bir kıpırdama gördük ve yavaştan kalktı bizde yanına varmıştık zaten. adam beyaz sakalı sakaları çok uzamış kırış kırış olmuş bir surat sanki uykudan kalkan yumuk gözlerle bizi süzen bir yaşlı adam. kalın ve vakur bir eda ile ne var ne bağırıyorsunuz . ya bey baba burada şu yağmurda bank ta uyumak kimin aklına ve nasıl olur insan canını hiç düşünmez mi biz sen hastamı oldu yada baygın düşmüştür diye geldik.. Ha  demek siz de görenlerdensiniz bak işte buna olsa bir içilir. ya bey baba dalganın sırası mı hadi kalk evine git birazdan yine yağmur başlar donarsın.. gördüm ki biz boşuna konuşuyoruz adamın zaten Pardösüsü sırılsıklam yağmur suyu damlıyor. san ki bize acır gibi baktı adam ya öyle öyle dedi sırılsıklam olurum evet . bak siz bunu da görüyorsunuz aferin kızlar. zor konuşuyordu hadi gidin siz ıslanmayın benim evim dedi kaldı konuşmadı. Leyla beni çekiştirdi hadi gidelim babam kızar geç kaldık. kız dur çekiştirme bu adamı burada böyle ce bırakacak mıyız.  ne yapacaksın eve mi götüreceksin sarhoşun birisi sokak adamları bunlar kızım sokak dayanıklıdır bunlar hadi ama… Adam durağan gözler le bizi süzüyordun ama Leylaya öyle bir baktıkı sanki sen bana acıma ben alışkınım da sen bu hale düşmekten kork der gibiydi. hadi kızlar gidin yolunuza biz bu sokaklar da siz ise evde hadi gidin . düşünün sevinin gördüğünüz i.in sevinin bakmadığınız için sevinin dedi.. Leyla bırak çekiştirmeyi tamam dedim. yavaşça yürüdük ben bir kaç sefer dönüp baktım tekrar dönüp baktım adam uzanmış tekrar yatıyordu, yağmur ise hızlanmıştı ben eve girdim Leyla da yürüdü bir de onun ardın da bir iki saniye baktım. nasıl bir yüreği varmış bunun hem gösteriyor hem yardım etmeyi engelliyor..

Babam kızım bu yağmurda dışarımı çıkılır .Baba bir çıktığımız da yağmur yoktu hat da biraz güneşliydi , tamam tamam ben dün söyledim yarın yağmurlu diye duymamışsın. aslında duydum işte havayı güneşli görünce hava tahminleri yanlıştır dedim. Baba bir şey ister misin .. kızım bir çay alım demledim ocak ta , tamam getireyim dedim mutfağa daldım.

Çayı doldururken aklıma o adam geliverdi bu arada yağmur sicim gibi yağıyordu inanılmaz san ki sel oluyor camlardan akıntı. kendime kızdım biz odamı nerde kalıyorsa götürmeliydik ya belli ki içmiş sızmış kendin de değil . donra kendin deydi ya diye düşündüm. olsun bu vesveseler ile çayı babamın önüne koyarken biraz tuhaf sertçe bırakmışım. Babam dövseydin kızım altı üstü mutfaktan bir  çay getirdin.

Özür dilerim babam olur mu bugün içimi acıtan bir durum oldu ondan biraz moralim bozuldu onları düşünürken tam çayı indirmeme denk gelmiş çok özür dilerim.  ne oldu kızım bana da anlatabilirsin istersen tabi

Baba inan ki anlatılmaz  b iliyorsun bugün Leyla ile dışarı kahve içmeye gitmiştik .gelirken yolun kenarın da ki banklara bakmış bana da gösterdi şöyle yandan bankta bir yaşlı sakalları uzamış bir adam yağmur yiye yiye orda uyuyordu biz kaldırdık bel ki de uyumuyordu sızmıştı üşümüştü bankta pardösüsün de su akıyordu üzerine çekmişti biz kaldırdık adamı Leyla ya dedim ki götürelim evine adam bize sanki acıyordu öyle baktı ki evim dedi gerisini getirmeden. Leyla hadi babam kızar bunlar sokak adamları dedi O Adam sanki acır gibi Leylaya ben öyle yaşarım da asıl sen benim yerim de olsan gibi bakışlar attı. çektire çektire beni getirdi hiç aklımda çıkmıyor..

Aman kızım sen de sokak ta yaşarlar onlar eve koyamazsın onlar sokak adamları zaten boş ver düşünme o girecek bir in bulur kendine.  Baba sen de mi yapma ne olur ben seni öyle tanımak öyle olmanı aklıma getirme lütfen baba ama lütfen konuşmayalım Babama öyle bir an da öfkelenmiştim ki olsa da anacak öyle olurdu ama işte baba kendimi tuttum. odama geçtim. pencerede dışarıya baktım daha gündüzdü yağmurda kesmişti. kendi kendime sordum bu nasıl bir yürek dışarda sokak adamları olacak söylenecek söz mü bu, duramadım akşama var biraz dayanamadım Baba ben bir alış veriş yapacak gelirim dedim çıktım. Babam ardım da bir şeyler söyleniyordu ama ben duymuyordum. asansör zaten bizim kat da kalmış zaten yağmurdan kimse de çıkmamış diye düşündüm. adamın yattığı banka doğru gittim adam yoktu etrafıma baktım köprünün yamacın da birisi ağır ağır yürüyordu. bu dedim siyah pardösü, hızlandım ona ulaşmak için yaklaştım ve içim de takip etmek geldi orda burada oyalandım takip ettim. ısız bir  bahçenin için de geçti , bir yandan da korkmaya başlamıştım geri dönmekte içimde gelmiyordu ama dedim ne olursa kaderimize takip e devam.

Bir harabe bahçe evinin önüne geldi durdu biraz çok yavaş yürüyordu ya çok içmişti ya da zaten yorgunluk  yağmurun etkisi çökmüştü omuzlarına yük gibi bence bir de hayatın yorgunluğu bezgin bıkkın. kapıyı yitti zaten derme kırık kapı içeri girdi ben dışarı da evin arka tarafına geçtim zaten her taraf delik deşikti içerisini her yerde seyredilirdi,  adam yere saman otlar vs yaymış damdan yavaşça damla yağmur damlası damlıyor akıyor.

Adam pardösüyü çıkarttı duvara bir odun parçası çakmış ona astı üstünü çıkarttı sıktı gücü de kalmamıştı çünkü sıkışın da belliydi ofluyordu . bir daha nefes aldı sıktı tekrar derken suyu biraz sıkmıştı. sonra onları da başka bir çakılı oduna astı, odanın köşesine gitti bir çuval çıkarttı için de elbiseler onları çıkartıp giydi ve köşeye oturdu   bir türkü mırıltısı geliyordu ,  ben istedim diye mırıldanıyordu.

Ben görünmeden oradan ayrıldım. bir kaç eşya aldım eve geldim Babam kızım nasıl bir alışveriş nerdeyse akşam olacak market karşıda aldığın da bu bu kadar zaman. Baba yolda Elif Abla ile karşılaştık kapının önünde bırakmadı bir çay içmeye çıkarttı evde ondan geç kaldım.. kızım telefon denilen bir elet var ama var da işte aklına gelmez senin. ya Leyla Arayacak ya da her neyse  artık bir şey demiyorum gel de Şu sokak adamı tarif etsene belki bir yerde karşılaşırsak selamını söylerim.. oof Baba  sen de iyi ki bir şey söyledik sana..

kıymetli okuyucum bunu artık haftaya cumartesine söz aynı gün de bu saatler de size ulaştırırım . çünkü devamı farklı ve öyle bir insan tanıyacaksınız ki o sokak adamın da neler varmış haftaya inşallah. şimdi yazarım da çok uzun olur sıkmak istemiyorum sizleri. bundan gayrı her Cumartesi söz birlikteyiz.